Ölüme meydan okumak…
“Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır, ancak Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır.”
Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk
***
Kıymetli okur, ‘Atatürk kimdir?’ sorusu geçen yıllar zarfında kimilerince istismar, kimilerince de dejenere edildi…
Onun kim olduğunu içselleştirenler için asıl merak ‘Atatürk ne demek?’ üzerinedir. Ki bu düşüncenin referansı da yine onun sözüdür:
“Beni görmek demek mutlaka yüzümü görmek demek değildir. Benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız bu yeterlidir.”
***
Atatürk ismiyle tecessüm eden Büyük Türk Milleti’nin bağımsızlık karakteridir.
Atatürk isminde tecelli eden Büyük Türk Milleti’nin vatan sevgisidir.
Atatürk, 20’inci yüzyılın başında ateşi ve ihaneti gören Büyük Türk Milleti’nin ölüme meydan okuyan isimsiz kahramanlarının ortak adıdır.
Atatürk; millettir, devlettir, azimdir, fikirdir, ilhamdır, saygınlıktır…
***
Cumhuriyetimiz 1 asrı devirirken genel manzara, toplumun Atatürk’ü benimsemek için sarf ettiği enerjiyi onun temsil ettiği değerleri yüceltmek için vermediğidir.
Bağımsızlık fikri, vatan ve millet sevgisi üzerine yapabildiğimiz yegâne eylem slogan atmak. Oysa her geçen gün yeni bir küresel sınamanın içine çekiliyoruz. Ve bu noktada ihtiyacımız olan kudretin adresi de pusulası da bellidir!
İlk anlamıyla ölüme meydan okuyanların mirası olan cumhuriyeti muhafaza asli vazifemiz, cumhuriyeti geliştirme ana ödevimizdir.
***
Elbette 29 Ekim’de Cumhuriyetimizin 100’üncü yılı dolayısıyla milli birlik ve beraberliği pekiştirmek, toplumsal aidiyet duygusunu güçlendirmek adına yapılacak her kutlamaya saygı duyuyorum.
İster sokakta ister salonda, nerede olura olsun o günün mahiyetine dair düzenlenecek teatral gösteri, sergi, konser, yarışma gibi etkinlikleri kıymetli buluyorum.
Bu noktada atlanmaması gereken husus halkın katılımını sağlamak ve bunu milli bir motivasyona dönüştürebilmektir.
Hiç şüpheniz olmasın ki o güne doğru ve hatta o gün bile bizim sahiplendiğimiz değere saldıran çevreler olacak ve belki de gerilim, morali bastıracak dereceye çıkabilecektir.
Fakat her ne olursa olsun bizlerin cumhuriyeti ilelebet payidar kılma adına inancı ve gayreti zayıflamamalıdır.
İmkân oluğunca her noktada cumhuriyet coşkusuna katılım sağlanmalıdır.
***
Kıymetli okur,
Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk, 1 Şubat 1938’de Suni İpek Fabrikası’nın açılışı için Gemlik’e gelir.
Açılış sonrası Bursa’ya gelen Büyük Atatürk, 2 Şubat’ta Merinos Fabrikası’nın açılışını yapar.
Bu son ziyaretinde Çekirge’deki köşkü ve bağlılarını belediyeye bağışlar.
Aynı günün gecesinde Heykel’deki belediye binasında onuruna düzenlenen davete katılır.
Tarihi belediye binasının daire-i mahsusa salonunda Sarı Zeybek, son kez devleşir.
Azerbaycanlı usta virtüöz Mehmet’in kemanıyla eşlik ettiği oyunda Gazi, etraftakilerin şaşkın, nemli ve hayran bakışları önünde hastalığına ve ölüme meydan okurcasına dizlerini vura vura Sarı Zeybek oynar ve sonunda şöyle buyurur:
Zeybekte insanın yorgunluğunu dindiren bir kudret var…
***
Bursa Büyükşehir Belediyesi, Cumhuriyetin 100’üncü yılı için düzenlenecek etkinliklerin startını incelikli bir bakışla aynı salonda verdi.
Önceki akşam bir grup basın mensubu ve liseli öğrencileri katılımıyla tarihi salonda genç bir delikanlı, bize 2 Şubat gecesinin hayalini kurdurdu.
Gösteri sonrası Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, Cumhuriyetimizin 100’üncü yılı vesilesiyle tertip edilecek etkinlikler hakkında bilgi verdi.
Başkan Aktaş, 29 Ekim’de halkın Cumhuriyet coşkusuna katılması ve tarihi güne tanıklık etmesi için ulaşımın ücretsiz olacağını duyurdu.
Cumhuriyet coşkusunu taçlandırmak adına her bir vatandaşımızın o günkü etkinlere katılması gerektiğini düşünüyorum.
Dilerim bu buluşmalar, milli birlik ve beraberlik motivasyonuna güç katar…
Saygılarımla…
ETİKET :