Nilüfer’e aday bulmak
Yerel seçimlere doğru aday belirsizliği sürüyor.
Cumhur İttifakı kanadına yakın tanıdık tanımadık yerlerden telefon geliyor.
Kimi isimleri soruyor, kimi de eksikleri…
En ilginç bulduğum ise Nilüfer’in sorulması.
AK Parti’de Nilüfer’e aday adaylığı açıklayan iki isim var: Halil Gülce ve H. Kübra Gönder Yarar.
Muhalefetin kalesi olan bir ilçede adaylığı istemek elbette ki zora talip olmaktır. Bu yönüyle her iki ismin de aday adaylığı elbette kıymetli… İki isminde dezavantajı, bilinirlik…
‘Neden Nilüfer’i soruyorsunuz?’ diye sorduğumda aldığım cevap şu:
Cumhur İttifakı Nilüfer’e bu seçimde daha farklı yaklaşmak zorunda… Zira Nilüfer’i kaybetmek, bu kez yalnızca Nilüfer’i kaybetmekle sınırlı kalmayabilir…
Malum Nilüfer’de 2004’teki oranın üzerine çıkılamadı. Bu kez amaç kazanmak, olmuyorsa kazanmaya en yakın sonucu almak isteniyor.
Peki, bunun için ne gerekiyor?
Görüyorum ki bu kez seçmeni anlamak üzerine daha kapsamlı çalışılıyor.
Nilüferli seçmenin, diğer ilçelerdekine nazaran anlamaktan çok anlaşılmaya odaklandığı görülüyor.
Şayet ‘Nilüferli anlaşıldığına ikna olursa’ aday da doğru bir isimse oyunu almak o kadar da zor değil.
Hele ki geldiğimiz noktada herkesçe bilinen kent suçlarının ve rantsal bölüşümün ayyuka çıktığı bu dönemde ‘doğru aday bulma zorluğunda’ tüm taraflar arası bir eşitlenme söz konusu…
Öyleyse Cumhur İttifakı açısından Nilüfer’de doğru aday kim?
Farklı isimler soruşturuluyor. En dikkat çeken ise Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz…
Taraflı tarafsız herkes, Kılavuz Hoca’nın rektörlüğü döneminde Bursa Uludağ Üniversitesi’nde (BUÜ) önemli izler bıraktığını görüyor.
Hakkı gözeten yönetim anlayışı ile Kılavuz Hoca’nın, BUÜ’de akademik barış ve huzuru yeniden tesis ettiği herkesçe biliniyor.
Hatta rektörlüğüne ön yargıyla yaklaşan farklı kesimlerden birçok akademisyen ve personelin, hocanın görev süresinin dolmasına üzüldüğüne bizzat ben şahidim.
Kılavuz Hoca’nın pozitif ve samimi karakterinin, üçüncü kişilerde bıraktığı güven duygusunun, olaylara gerçekçi ve akılcı yaklaşımının adaylık için ismi geçmesinde etkili olduğunu düşünüyorum.
Kılavuz Hoca ne düşünür? İster mi? İstemez mi? İşin açığı orasını bilmediğimi belirttim. (Bu arada altını çizeyim kendisiyle en son rektörlüğü döneminde bir değerlendirme toplantısında karşılaşmıştık. En son görüşmemizin üzerinden sanırım 1 yıl geçti…)
Fakat ikna edilip aday gösterilirse Nilüfer için bir şans olduğunu savunuyorum. Çünkü Nilüfer’e artık inşaatçı gözüyle değil de bir eğitimci gözüyle bakmak gerektiğini düşünüyorum. Nilüfer mühendis ve mimar başkanlarla gereğinden fazla bayındırladı…
Neden böyle düşünüyorum? Bugünkü sınırları ve mevcut yapı varlığı açısından baktığımızda Nilüfer’in en güçlü yanını bir ‘eğitim kenti’ olabilme potansiyelinde görüyorum.
Bursa’nın Yıldırım’ı ve Osmangazi’sine kıyasla Nilüfer’in kendini canlı tutabilmek adına ‘eğitim’ dışında bir ikinci şansı yok.
İlçede sanayinin, hizmetin ve tarımın rolü giderek zayıflıyor, zayıflamaya da devam edecek. Belki bazıları, canlı bulvarları dolayısıyla hizmet sektörü bitmez diye düşünebilir ama inanınız ki bu büyük bir yanılgı olacaktır…
Niye?
Çünkü bahsettiğim bir kent kimliği oluşturmaktır.
Tarım kenti kimliğinin zamana yenildiğini ve yenilmeye devam edeceğini görüyoruz. Sanayi de bu ilçede aynı kaderi yaşayacak…
Bugün Nilüfer’in bir eğitim kenti olma şansı var. Bunu da ancak bir eğitimci bakışıyla sağlamak mümkün…
Eğitim, Nilüfer’i hep genç tutar. Eğitim, Nilüfer’i teknoloji, inovasyon ve girişimciliğin merkezi yapar. Eğitim, Nilüfer’i dünyaya açar.
Şayet Nilüfer, bunu yadsır ise zamanla küçülen tebessümün, betonlara yansıyan asık ifadelere dönüşeceğine şüphe yok.
Dolayısıyla partilerin aday belirlerken önceliği Nilüfer’i ve Nilüferlileri anlamak olmalı…
Özellikle de AK Parti, muhalefet etme konusunun hakkını veremediği ilçeyi anladığını çok iyi anlatmalı.
Saygıyla…
ETİKET :