Çarklar kimin için dönüyor?
Kıymetli okur,
hadi bugün bize ters gelse de bir klişe ile başlayalım:
Hayat, parası olana güzel.
Parası olanın çok şey yapabildiği ve neredeyse her şey olabildiği güzel ülkemizde yine parası olanlar için yapılabilecek bir başka iş de milletvekilliği aday adaylığı...
Canınız mı sıkıldı?
Eğlence mi arıyorsunuz?
Evde hiç giymediğiniz fazladan takım elbiseleriniz mi var?
Banka hesabınıza fazladan yatan faizi karlı bir işte mi kullanmak istiyorsunuz?
Artık eşiniz ve çocuklarınızla zaman geçirmekten sıkılıyor musunuz?
Durmayın!
Önünüze gelen ilk partiden milletvekili aday adayı olun.
Nasılsa 20-30 bin bulan herkes oluyor!
Sizin neyiniz eksik?
Sakın eğitimi dert etmeyin!
Kendinizi ifade ederken mantıklı cümleler kuramıyor musunuz? Boş verin, kimin umurunda!
Ankara’da dayınız yok mu? Üzülmeyin size ara bulucu olacak çok televizyoncu/gazeteci var.
İnkılap tarihi dersiniz hep kırık mıydı? Sallayın gitsin!
Nasılsa herkes, kendince bir tarih uyduruyor!
Baksanıza kıymetli okur,
İzmir İktisat Kongresi başlıklı buluşmada bir PKK yardakçısı kalkıp Atatürk dersi veriyor!
Üstelik, Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu parti olan CHP tarafından düzenlenen etkinlikte konuşuyor.
İşkembe-i kübradan tarih yazıyor!
Rezillik!
Yetmiyor!
Sözüm ona CHP’li şirin demokratlar sıra sıra dizilmiş, bu terör ve terörist yancısının nasihatlerini dinliyor!
İçlerinden bir ‘adam’ da kalkıp demiyor ki ‘ulan sırrı sen kimsin!’
Yazık!
Cumhuriyetin kurucu unsurunun bıraktığı en kıymetli miraslardan biri olan ‘İzmir İktisat Kongresi’ adının böyle istismar edilmesi, başlı başına bir utanç vesikasıdır!
Eee birilerinin 31 Mart’ta elde ettiği kazanımların diyetini ödemesi gerekiyor.
İşte kıymetli okur, bu deyişten hareketle sizce çarklar kimin için dönüyor?
Dün, sol ile hiçbir alakası olmayan!
Aleni terör sözcülüğü ve terörist milliyetçiliği yapan HDP’nin başı çektiği sözde ittifak cumhurbaşkanlığı için aday çıkarmayacağını açıkladı.
Bu, bir başka deyişle çarkı döndürenin kim olduğunu da gösteriyor.
Türkiye’de en önemli sorun, siyasetin bağımsızlığıdır!
Peki, siyaset nasıl bağımsız olacaktır?
Dönün bir yaşadığınız kente bakın!
Kim nasıl milletvekili olmuş?
Hangi yetkinliği o isimleri vekilliğe taşımış?
Onları vekil adayı olarak halkın karşısına hangi güç çıkarmış?
Bu soruların cevabını önce seçmen bulmalıdır!
Bunlara bir yanıt bulamazsanız, sizi daha çok uzun süre ‘güçlendirilmiş parlamenter sistem’, ‘demokrasi’, ‘hukuk devleti’, ‘sosyal devlet’, ‘hak ve hürriyetler’ gibi cafcaflı kelimelerle bezenmiş cümlelerle uyuturlar.
Önünüze koydukları adaya ‘seve seve’ oy verdirirler!
Aklınızla, fikrinizle, inancınızla, kimliğinizle, kültürünüzle, maddi ve manevi birikiminizle alay ederler.
İstedikleri adayı, seçilecek sıradan gösterirler. Altındakiler dolgu malzemesi olur.
Dolgu malzemesi deyip geçme!
İnşaatta maliyetler yükseldi.
Haliyle siyasi inşanın da bir maliyeti var.
Öyle ki iyi bir finansörünüz yoksa isterseniz alleme-i cihan olun işiniz zor.
Diğer açıdan güreş çığırtkanlarının dediği gibi ‘altta kaldım diye yerinme!’
Hele seçim geçsin elbet sana da uygun bir koltuk bulunur.
Nasılsa tüm hesap, üleşmek üzere...
Sofra genişliyor!
‘Masa’da pay pay bölünmeye hazır bir memleket var nasılsa?
Sen, ister ‘ince’ tarafında kal istersen kalın...
Esen kalın.
ETİKET :