KYK
Yiyen pişman! Yemeyen bin pişman!
2005 yılıydı, üniversite öğrenimi için gittiğim Kocaeli’nin otobüs terminalinde pişmaniye, bu sözlerle pazarlanıyordu.
Malum İzmit’in pişmaniyesi meşhur ve ‘nasılsa 5 yıl daha buradayız’ diye bin pişmanlığı kabul ettik.
1 yılı yabancı dil hazırlık olmak üzere 5 yıllık yükseköğrenim sürecimde devlet yurdunda kalmak nasip olmadı.
İlk yıl yedeğin yedeğiydik. Beklesek olmazdı. Dönemin şartlarına göre makul bir ücretle belediyenin depremden kalma konteynerlerden kurduğu yurda sığındık.
O yıllarda Kocaeli Üniversite’nin Umuttepe kampüsü yeni, içindeki yurt binası da gıcırdıyordu. Biz ‘demek ki daha fazla ihtiyacı olanlar var’ dedik ve üzerinde durmadık.
Babam sağ olsun imkân da vardı. Bir daha da başvurmadık.
Her ne kadar o yılları ‘İzmit, izmit… Bir çay, bir simit’ satırlarıyla şiirlerimize işlesek de şanslıydık.
Bugün insan emeğinin ne demek olduğunun farkına varınca ‘keşke o yıllarda KYK yurdunun kapısında yatsaydık da babamıza o kadar yük olmasaydık’ diyoruz… Tabi bunda babamıza hayal ettiğini verememiş olmanın burukluğu da var…
Şimdi, o tarihlerden daha zor ve ağır bir dönemdeyiz. Para kazanmanın çetrefil hale geldiği bu yıllarda Yüce Yaradan, çocuk okutana da okuyan çocuğa da yardım etsin, KYK bursu ve yurdu kazananlardan eylesin…
***
Gençlik ve Spor Bakanlığı’na bağlı Kredi ve Yurtlar Kurumu (KYK) sonuçları çarşamba günü açıklandı.
Rize’den tanıdığım Bakan Osman Aşkın Bak, bizzat sonuçları açıklarken “Yurtlarımızın standartları oldukça yüksek. Tercih edilme oranımız bu iddiamızın en açık ispatı” dedi.
Peki, gerçekten KYK yurtları standartları yüksek olduğu için mi tercih ediliyor?
Maalesef ki kamuoyunun bu konuyu tartışacak hali yok. Zira ‘aman çocuk yerleşsin de şartlar ne olursa olsun’ yaklaşımı yaygın bir tutum olarak görülüyor.
Elbette sayın bakanın ifade ettiği gibi bazı illerde yüksek standartlı yurtlar var. Ama onlardan bir tüme varım yapabilir miyiz?
Bugün üniversiteyi kazanan gençlerimizin KYK yurtlarını tercih etmesinin ana nedenlerinden birinin ekonomik koşullar olduğunu yadsıyacak mıyız?
Özel yurtların 4 bin ile 15 bin arasında değişen aylık ödemelerinin, gençlerin KYK yönelmesinde etkisi yok mu diyeceğiz?
İki eşin de çalışır halde olduğu aileler için dahi ödenmesi güç seviyeye yükselen kiraların öğrencilerin barınma tercihlerini şekillendirmediğini mi savunacağız?
Tutarsız ve kör bir muhaliflikle değil görünen gerçeklikle konuya yaklaşmalı, üzerine düşünmeli ve öylece tartışmaya atılmalıyız.
***
Kabul etmeliyiz ki yurt konusunda ihtiyaç fark edildi ve çok hızlı adımlar atıldı. Bugün itibarıyla da oluşan rakamlar bize bir sonuç elde edildiğini gösteriyor.
Bakan Osman Aşkın Bak, “81 il, 260 ilçe ve KKTC’de olmak üzere 822 yurt ve toplam 950 bin yatak kapasitesi ile gençlerimizin hizmetindeyiz. Yapımı hızla devam eden yurtlarımız var; onların kısa süre içerisinde tamamlanacağı bilgisini de buradan paylaşmak istiyorum. Böylece kısa zaman içerisinde 1 milyon yatak kapasitesi hedefimize ulaşmış olacağız” dedi ve ekledi: “İlk aşamada yüzde 87’lik bir yerleştirme oranı ile yeni bir rekora imza attık. Bugüne kadarki en yüksek talebi almış olmamıza rağmen tarihimizin en yüksek yerleştirme oranına ulaştık.”
Kuşkusuz bu tablonun başarısız görülmesi mümkün değil. Elbette takdiri hak ediyor. Daha iyi olacağı umudunu artırıyor.
***
Kıymetli okur, şüphe etmeyiniz ki bizim başarıyı takdir yaklaşımımız, vatandaşın dert ve sorununu görünür kılma ödevimizi unutturamaz.
İşte buradan hareketle Bursa’daki KYK yurtlarına bir mercek tutmak gerekir.
Kentimizde KYK yurtlarının toplam kapasitesi 15 bin 250 seviyesinde bulunuyor. Bunun 9 bini kız, 6 bin 250’si erkek…
Bursa’da bu yıl yurtlara toplam 4 bin 500 başvuru oldu. 4 bini yerleşti. 500 öğrenci beklemede fakat girdi çıktılarla yedekteki bu 500 öğrencinin de yerleşmesi mümkün görünüyor.
Kapasite artırma işe yaradı. Peki, kapasite nasıl arttı? Odadaki yatak sayısını artırarak… Odada öğrenciler için bulunan çalışma alanına ranza koyarak…
Bursa Teknik Üniversitesi (BTÜ) içinde ve karşısında yapılan yurtların 1 yıl içinde tamamlanması bekleniyor. Bu, yurt odalarındaki yoğunluğun azalmasına katkı sağlayacaktır.
Bu yıl KYK yurt ücretleri, 450 liradan 750 liraya çıktı. Özel yurt fiyatlarının yanında bedava kalan bu ücret içinde kahvaltı ve akşam yemeği bedeli de var.
Bunun yanında öğrenciler, bin 350 lira düzeyinde güvence bedeli ödüyor. Bu rakam, kayıt sonlandığında iade ediliyor.
Kapasite artışıyla birlikte yurtlarda personel sayısının yeterli olduğunu, işçinin çalışma performansı açısından söylemek güç… Çünkü işçi statüsündeki personelin çoğu kuruma siyasi ‘referans’ ile giriyor ve sonuç malum. Geçen dönemlerde bu durum kaynaklı keyfilik göze çarpıyordu, bu dönem merak konusu…
***
KYK yurtlarında bu döneme özel bir durum ise depremzedelerin bıraktığı hasar… 6 Şubat felaketi sonrası KYK yurtları büyük iş başardı. Vatandaşın barınma ihtiyacı karşılandı. Ancak depremzedelerin KYK yurtlarından ayrılırken bıraktığı manzara üzücüydü.
Öğrenciler, depremzedeler gelecek diye odalarına küçük sürprizler bırakırken ne yazık ki aynı nezaket ve devlet malına zarar vermeme yaklaşımı onlarda görülemedi. Bu da toplum eleştirisi ihtiyacımızın bir başka yansısı… Dilerim bir gün toplumsal terbiye seviyemiz, bugünkünden ileride olur.
KYK yurtlarında fiziki şartların dışında en önemli sorunsa gençlerin psikolojisi. Hatırlanacağı üzere geçen yıl Bursa’da Emir Sultan Erkek Öğrenci Yurdu’nda bir genç, intihar etmişti.
KYK, bu gibi vakalara karşı pencereleri kapatarak önlemler almaya çalışıyor ancak görünen o ki daha farklı uygulamalara ihtiyacımız var. Yurtlarda Diyanet desteğiyle manevi ihtiyaçlara yönelik hizmet veriliyor ama bu yeterli mi?
Üniversiteli gençler, 2 Ekim’de öğrenime başlayacak. Yurtlar, 25 Eylül’de açılacak. Bugün için spor kafileleri için bin 300 kişilik nöbetçi yurt açık tutuluyor.
***
Öte yandan Merkez’de yurt sorununun aşıldığını ve kısa sürede fiziki şartların daha da iyileşeceğini söylerken ilçelerde durumun aynı olmadığını görmeliyiz.
MYO’ların bulunduğu İnegöl, Yenişehir, İznik ve Orhangazi gibi ilçelerde öğrencilerin KYK alternatifi yok.
Meslek Yüksek Okulu’nda okumak için gençler bu ilçelere gelirken barınma güçlü çekiyor, ama bu ilçelerdeki iş insanları ‘nitelikli eleman’ bulamamaktan yakınıyor. İnsana yatırım yapmayan toplumun yakınması biter mi?
O iş insanları, bu MYO’lara daha fazla sahip çıksa ve gençlere bir gelecek sunacak şartları kurgulasa olmaz mı?
Saygıyla…
ETİKET :