Kundera, Nilüfer Çayı, Yeşil Çevre…
Bursa’da çevreci görünmek için ‘sanayiye saldırmanın dayanılmaz hafifliği’ne meyletmek diye bir realite var.
M. Kundera, bunu görse ve bilse ‘Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği’nde Kamboçya, Paris, İsviçre ve Prag’ın yanına bir olaylar dizisi de Bursa’dan ekler.
Bu tipler öyle gariptir ki konuştuklarına yazdıklarına baksanız herhalde ‘0 karbon’un vücut bulmuş hali sanırsınız.
Ama öyle değildirler!
Yaşamsal eylemlerinde çevreye dair hiçbir sorumluluk yoktur ama işkembeden konuşma alışkanlıklarıyla ‘çevre’ konusunda da beylik laflarla, ezberler ve klişelerle yazarak şövalyelik taslarlar.
İnsanın ne olduğuna dair bir başka ölçü de sanırım, kendine soyluluk atfettiği konular ve eylemlerinin tutarlılığıdır.İnsan kendi atığına yabancılaşmamalı…
Şimdi bu tipler, evlerinde çöplerini ayrıştırmaz.
‘Yılda kaç litre atık yağ veriyorsun’ diye sorsan cevap veremez. Çünkü lavaboya döker!
Atık piller nereye gidiyor? Hiç bilmez.
Teknoloji atıklarını kim topluyor? Haberi dahi yok!
Bu tiplerin eski kıyafeti olmaz.
Ayakkabıları hep yenidir.
Telefonları hep son model.
Ama çevreyi savunurlar. ‘Kirletmeyin’ bağırırlar.
Günlük pratiklerinde çevreye dair asgari düzeyde bir sorumluluk ve tutum geliştiremeyenlerin ‘çevrecilik’ rolü kesmesi de beni her daim güldürmüştür.
Ne acıdır ki bunlar tek tük değil toplumun ekserisini oluşturmaktadır.
***
Bursa’da Nilüfer Çayı’nın kirliliği her dönemin tartışmalı haber konularından biridir.
Kim kirletir sorusunun cevabı da kim kirletmiyor sorusunun cevabı da bellidir aslında.
Fakat‘toptancı’ bir yaklaşımla tüm ‘sanayici’ topa tutulur.
İyi de işini doğru ve düzgün yapan sanayicinin günahı ne?
Hem ülkesine katma değer üretip hem de bu kadar dayak yiyen sanayici türüne dünyada başka hangi ülkede rastlanır acaba?
Yaşadığı şehirde refaha dair ne varsa sanayinin ürünü olduğu yadsıyıp sanayiciyi şeytanlaştıranların ahmaklığına düşmemek gerek…
***
Düşünün yıl 1998.
Yer Gürsu.
Bir grup sanayici Valilik önderliğinde Yeşil Çevre diye bir kooperatif kuruluyor.
Ne yapıyor?
Sanayinin ve vatandaşın evinde ürettiği atık suyu, arıtıyor.
O günlerde kapasitesi 52 bin 500 bin metreküp.
2014 yılında yatırım yapılıyor ve kapasite 100 bin metreküpe çıkıyor.
Arıttığı suyu nereye salıyor?
Deliçay’a.
Malum Deliçay, Nilüfer Çayı’nın kollarından biri.
Peki, nasıl bir su bırakıyor?
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın kriterlerine uygun arıtılmış su.
Emin miyiz?
Gittik, yerinde gördük. Giren su zift, çıkan su ise içine limon sıkılmış ıhlamur çayı renginde hafif sarı.
Üstelik bakanlık uzaktan izleme ile 7 gün 24 saat çıkan suyu takip ediyor. Olası bir durumda anında uyarı yapılıyor.
Yeter mi?
Yine bakanlık ayda 1 habersiz baskın denetimler yapıyor.
3 ayda bir ayrıca denetim yapıyor.
Sonuç: Mükemmel.
Öyle ki bakanlık ülkemizdeki diğer illere model diye gösteriyor farklı ülkelere örnek olarak gösteriyor.
Hem işletme modelini hem de tesisi görmeye gelen gelene…
Yeşil Çevre günde ortalama 95 bin metreküp su arıtıyor. Bunun yüzde 70’inin endüstriyel, yüzde 30’unu ise evsel atık su oluşturuyor.
429 sanayici ortak ile Kestel ve Gürsu bölgesindeki 170 bin nüfusun ürettiği atık su kirlilikten arındırılıyor.
***
Yeşil Çevre Hizmet ve İşletme Kooperatifi Genel Müdürü Mehmet Aydın, salı günü bizleri ağırladı.
Sayın Aydın’a bir parantez açarak ifade etmek isterim ki nezaketi, algılama gücü ve iletişim becerisiyle ekibimizi etkiledi.
Mehmet Aydın, Yeşil Çevre’nin ortaklarına yalnızca atık su arıtma hizmeti değil çevre danışmanlığı ve laboratuvar analiz hizmeti de verdiğini hatırlatırken yeni bir hizmet kolunu daha devreye aldıklarını duyurdu.
60 milyonluk yatırımla Yeşil Çevre yerleşkesi içinde katı atık tesisi kurduklarını açıklayan Aydın, bu hizmetin de büyük bir ihtiyaca cevap verdiğini ve tehlikesiz katı atıkların yeniden ekonomiye kazandırılması açısından önemli bir rol üstlenildiğini ifade etti.
Aydın, kentimiz su kaynakları açısından bir de müjde verdi. Yeşil Çevre’nin su geri kazanım yapabilmek için hazırlıklara başladığını açıklayan Aydın, 2025 yılına takvimlenen proje ile günde 50 bin metreküp suyun geri kazanımını sağlayacaklarını söyledi.
Mehmet Aydın, Yeşil Çevre’yle ilgili sohbetimizde kuruluşunda emeği geçenlere, Valiliğimize, BTSO Başkanı İbrahim Burkay’a teşekkür etti.
Biz de edelim. Atık suyunu, yeraltına, dereye bırakmak yerine milyonlarca lira harcayıp çevreciliğe yatırım yapanlara saygıyla…
ETİKET :